December 11, 2010

Dertli insan'a...

Dertli Insan'a...
 
Derdine sıkılmış, pırlanta sakalı susuzluktan yıpranmış guzel dudaklarını kapamış, mubarek başında bembeyaz bir ortu, saçlarını gizlemiş. Cüssesi buyudukçe buyuyor, geniş edasıyla giyisisi bileguzel kokuyor. tuylerindeki beyazlar sıkıntılarını, dertlerini gizleyen yuzune inat haykırmak istiyor, soylemek istiyor, açıga vurmak içinde patlayan engin savaşları... Yuzu tebessum ediyor, ettikçe etrafa neşe saçıyor, vucudu onla konuşmuyor ve hatta hareket dahi etmiyor, bir arabaya mahkum ama O unutmuş, engel gormemiş iradesi, bilinci her defasından daha guclu, inancı sanki dagları yarıcak, fırtınalar koparıcak, kızıl denizi yeniden yarıcak kadar guclu.
 
Ama insanlık kaybeder bir gun O guzeller guzelini, gozlerde yaslar durmak bilmegi bir an olur, hareket etmeyen bedeni bile ona cok gorulmuş olur. Ama duydum daha yeni olmuş? Olmekmi? yok olmak mı? aksine: sanki daha da buyuyor , hic yok olmayacak bir sevinç içimde koşuşuyor insanlar feryatla, naralar var meleklerin agzında!... Kavustu kavustu diyen birkac cocuk sokak kenarında...sevdigine kavustu ozlemli, dertli insan. Vucut paramparça kan damarda durmaz olmuş, uzulmemek eldemi? kac kişi gelir boyle diyorum içimden ama cansız başında aynı tebessum, sanki bişey mırıldanıyor bana: Zafer yakın diyor... gozlerim doluyor, gunesle arama artık bulutlar girerken onu geldigi yere gonderiyorlar, topragın kapısı kapanırken bu bir elveda deil, bu bir bayram olmalı demeliyim biliyorum. Yagmur goz yaslarıma karısıyor, sanki gok de aglıyor...sevinçten mi uzuntuden mi ikimizde bilmiyoruz...
 
Suayb.

No comments:

Post a Comment